Uzaktan Eğitim

Uzaktan Eğitim Öğretim


Uzaktan eğitim öğretim tam anlamıyla gerçekten eğitim vermek üzere kullanılırsa bireyselleştirilmiş eğitimin en etkili yöntemlerinden biridir. Bu alanda yapmış olduğum tüm çalışmalarda yüz yüze eğitimden farklı olarak tek dezavantajı öğrencilerin sınıf ortamında birbirinden öğrenmeleri, uygulayarak öğrenmeleri ve sosyalleşme konusudur.

Ülkemizde bu durumun dezavantaj olacağı okul ortamlarının ne kadar az olduğu aşikardır. Birbirinden öğrenme ve sosyalleşme için okul ortamlarının çok uygun olması gerekmektedir. Öncelikle her anlamda başarılı öğrencilerden oluşan bir öğrenci topluluğu ve okulun eğitim öğretim faaliyetlerinin yanı sıra öğrencilerin sosyalleşmesi için faydalı aktiviteler yapması olacaktır. Bu özelliklerin tamamını içinde barındıran ülkemizde kaç okul vardır? Bu şartları sağlayan eğitim öğretim ortamlarının sayısı genel eğitim öğretim ortamları içinde ne kadar yer kaplamaktadır?

Gelelim eğitim öğretim ortamlarının çok yaygın şekilde olan okullardaki birbirinden öğreneme ve sosyalleşme durumlarına. Bunu da aslında iki soruyla anlatabiliriz. Genelde birbirlerinden öğrendikleri davranışlar ne kadar olumlu davranışlardır? Sosyalleşme nasıl olmaktadır?

Yukarıdaki soru cümlelerinin tamamının cevabını bu yazıyı okuyan herkesin bildiği kanaatindeyim. O yüzden çok fazla detaya girmeden aslında bu pandemi döneminde yüz yüze eğitim öğretim yerine uzaktan eğitim öğretim bir şanssızlık değil aksine bir şanstır ve elimizdeki tek yoldur. Uzaktan eğitim öğretimde her öğrenci kendi eğitim öğretim ortamını kendine uygun şekilde düzenleyebileceği gibi merak ettiği ve tamamlayıcı bilgilere istediği anda internet ortamında hatta farklı yerlerden teyit ederek öğrenmeyi gerçekleştirmektedir.

Öncelikle ilk iş olarak toplumun genelinde yanlış bir şekilde yayılan uzaktan eğitim öğretimin yüz yüze eğitim öğretimin yerini tutmadığı anlayışını değiştirmek olacaktır. Sonrasında ise uzaktan eğitim öğretimi vakit geçirmek için değil gerçekten eğitim öğretim için kullanıldığına öğretmenlerin inandırılması olacaktır. Uzaktan eğitim öğretimde dersler kesinlikle sadece yüz yüze eğitim öğretim yöntemleriyle işlenmemelidir. Öğretmenler bu konuda bilgilendirilmeli ve gerekirse bir eğitime alınmalıdır. Uzaktan eğitim öğretime uygun içerik üretimi yapılacağı gibi mevcut içerikleri de verimli kullanmayı öğrenmelidir. Uzaktan eğitim bir ufuk çizme olarak kullanılmalı ve öğrencilerin tam öğrenmeyi gerçekleştirmeleri için tamamlayıcı ödev ve sorumluluklar verilmelidir. Verilecek bu ödev ve sorumluluklar kesinlikle takip edilmelidir.

Yapılan diğer bir yanlış ise ders saatleri yüz yüze ders saatleriyle aynı olarak dersler işlenmeye çalışılıyor olmasıdır. Bu hem öğrenciyi hem de öğretmeni fizyolojik ve bilişsel anlamda oldukça yormaktadır. Bunun yerine dersler seyreltilerek bir eğitim modeli oluşturulmalıdır. Bunun için de üzerinde çalıştığım, uygulanan ve verim alınan bir yöntem olan senkron, asenkron eğitimlerin iç içe kullanıldığı bir yöntem olacaktır. Burada asıl amaç senkron derslerden ziyade öğrencilerin kendi kendilerine öğrenmelerini sağlayacak bir model olacaktır. Senkron derslere öğrencilerin hazırlıklı gelmeleri için derslerden önce hafta sonu derse hazırlık asenkron etkinlikleri (doküman ve video vb.) ve senkron derslerden sonra tam öğrenmeyi sağlamak için öğrenciye verilecek olan ödev ve sorumlukların (öğrencilerden geri dönüşlerin alınacağı) yerine getirildiği bir dashboard sisteminin kullanılması olacaktır. Tüm bu uygulamalar için alt yapısı güçlendirilmiş EBA sistemi yeterli olacaktır.

Tek eksiğimiz uygulamalı olarak öğrenme olacak derslerin verilme yöntemi olacaktır. Birçok okulumuzda laboratuvar eksikliği olduğu açıktır. Laboratuvarın simile edilerek deneyler internet ortamında yapılabilmektedir. Bu da okullardaki dezavantajlı durumu maddi ve manevi anlamda ortadan kaldıracaktır. Ama sadece simile edilerek öğrenilemeyecek dersler olduğunda da yine “mış” gibi yapılmamış önlemlerin alındığı ve iyi planlanmış yüz yüze eğitimler yapılabilecektir.

Yukarıda bahsettiğim uzaktan eğitim öğretim çalışmaları tabi ki internet altyapısı ve teknolojik ürünler gerektirmektedir. Bunu da şehir merkezlerinde devletimizin ve hayırseverlerin rahatlıkla karşılayabileceği kanaatindeyim. Karşılanamayacağı kırsal alanlarda ise önlemlerin “mış” gibi olmadığı seyreltilmiş bir yüz yüze eğitim öğretim modeli kullanılmalıdır.

Bir dip not da eklemek gerekirse teknolojik altyapı problemleri olan kırsal alanlarda veya tüm ülkemizde uzaktan eğitim öğretimin senkron veya asenkron dersleri için hemen hemen her evde bulunan televizyonun da çok aktif şekilde kullanılabileceğini belirtmek isterim. Bunun için de güzel bir planlama ve görsel içerik çalışması yapılabilir. Böylece çocuklarımıza evimizdeki televizyonun yararlı bir şekilde kullanılmasına bir örnek vermiş olabiliriz.

Öğrenilmiş çaresizlik gibi karşımızda duran pandemi belasında her şeyden önemli olanın sağlık olduğunun altını çizerek belirtmek isterim. Şu zamanda her şeyin telafisi mümkündür. Fakat hayatın ve sağlığın telafisi bu dünya için mümkün değildir. Hep birlikte hareket ederek bu sıkıntılı günlerden kurtulacağımıza inancım da tamdır. Vaka sayılarının artmasında okulların açık olmasının etkisinin ne kadar olduğu net olmasa da olumlu olmayan etkisi olduğu aşikardır. Sıkıntılı günler geride kalana kadar veya kontrol atına alınan kadar okulların tüm kademelerinin iyi planmış ve tam uzaktan eğitim öğretime geçilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Belki de ilerleyen günlerde eğitim sistemimizde uzaktan eğitimin yeri artacak ve okullarda geçirilen vakit azalacaktır. Bu da devletimizi büyük bir maliyetten kurtaracaktır. Gençlerimize de hayatı daha fazla yaşama fırsatı verecektir.