İsrail ve ABD'nin Çöküşü

**Pretorya** · 14 Kasım 2023, 23:18

Dünya ilk kez televizyonda bir insanlığa karşı suça canlı olarak tanıklık ediyor. Uzun süredir birlikte olan ABD ve İsrail, Gazze'deki toplu katliamlardan sorumlu tutulacak. Avrupa dışında her yerde Washington'un müttefikleri büyükelçilerini Tel Aviv'den çekiyor. Yarın bunu Washington'da yapacaklar. Her şey SSCB'nin dağılması sırasında olduğu gibi oluyor ve aynı şekilde sona erecek: Amerikan İmparatorluğu'nun varlığı tehdit altında. Yeni başlayan süreç durdurulamaz.

[IMG]

[/IMG]

Gözlerimizi İsrail ve Gazze'deki sivil katliamlarına dikerken, ne İsrail ve ABD'deki iç bölünmeleri, ne de bu trajedinin dünyada yarattığı büyük değişimi algılıyoruz. Tarihte ilk kez siviller topluca öldürülüyor ve televizyonlardan canlı yayınlanıyor.

Avrupa dışında her yerde Yahudiler ve Araplar acılarını haykırmak ve barış çağrısı yapmak için birleşiyor.
Her yerdeki insanlar, ABD'nin İsrail ordusuna gerçek zamanlı bomba sağlamaması durumunda bu soykırımın mümkün olmayacağının farkında.
Her yerde eyaletler Tel Aviv'deki büyükelçilerini geri çağırıyor ve Washington'a gönderdikleri büyükelçileri de geri çağırmaları gerekip gerekmediğini merak ediyor.

ABD'nin bu gösteriyi gönülsüzce kabul ettiğini söylemeye gerek yok ama buna izin vermekle kalmadı, sübvansiyonlar ve silahlarla bunu mümkün kıldı. Suriye'deki yenilgiden, Ukrayna'daki yenilgiden ve belki de yakında Filistin'deki yenilgiden sonra iktidarlarını kaybetmekten korkuyorlar. Gerçekten de İmparatorluğun orduları artık korkmuyorsa, kendi para birimi yerine dolarla işlem yapmaya kim devam edecek? Ve bu durumda Washington kendi harcadığının karşılığını başkalarına nasıl ödetecek, ABD yaşam standardını nasıl koruyacak?

Peki bu hikayenin sonunda ne olacak? Ortadoğu'nun isyan etmesi mi, yoksa İsrail'in binlerce can pahasına Hamas'ı ezmesi mi?

Başkan Joe Biden'ın ilk olarak İsrail'e Mısır'a yönelme planından vazgeçmesi ya da bu mümkün olmazsa Filistin halkını yeryüzünden silme çağrısında bulunduğunu ve Tel Aviv'in bu çağrıya uymadığını hatırlayacağız.

"Yahudi üstünlükçüleri" bugün de 1948'deki gibi davranıyor.
Birleşmiş Milletler, Filistin'de biri İbrani, diğeri Arap olmak üzere iki federe devlet kurulması yönünde oy kullandığında, biz sınırları belirlemeden silahlı kuvvetler kendi kendini İbrani devleti ilan etti. “Yahudi üstünlükçüleri” milyonlarca Filistinliyi evlerinden (“Nahba”) derhal kovdu ve bir Filistin devleti kurmaya gelen BM özel temsilcisine suikast düzenledi. Onlara karşı çıkmaya çalışan yedi Arap ordusu (Suudi Arabistan, Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Kuzey Yemen) hızla süpürüldü.
Bugün artık koruyucularına itaat etmeyip, bu sefer dünyanın onları izlediğini ve kimsenin yardımına gelmeyeceğini fark etmeden yeniden katliam yapıyorlar. Şiiler İbrani Devleti ilkesini kabul ettikleri anda onların çılgınlıkları bu devletin varlığını tehlikeye atmaktadır.

Sovyetler Birliği'nin nasıl çöktüğünü hatırlıyoruz. Feci bir kaza sırasında devlet kendi halkını koruyamamıştı. Çernobil nükleer santralinde (1986) 4.000 Sovyet öldü ve yurttaşlarını kurtardı. Hayatta kalanlar daha sonra kendilerine Ekim Devrimi'nden 69 yıl sonra neden otoriter bir rejimi kabul etmeye devam ettiklerini sordular. SBKP Birinci Sekreteri Mihail Gorbaçov, bu felaketi gördüğünde rejiminin tehdit altında olduğunu anladığını yazdı.
Ardından Aralık ayında Kazakistan'da isyanlar, Baltık ülkelerinde ve Ermenistan'da bağımsızlık gösterileri yaşandı. Gorbaçov, eski muhafızları Partiden uzaklaştırmak için Anayasayı değiştirdi. Ancak yaptığı reformlar Azerbaycan, Gürcistan, Moldova, Ukrayna ve Belarus'a yayılan yangını durdurmaya yetmedi. Doğu Almanya Genç Komünistlerinin Brejnev Doktrinine karşı ayaklanması Berlin Duvarı'nın yıkılmasına yol açtı (1989). Moskova'da iktidarın çöküşü, Küba da dahil olmak üzere müttefiklere yapılan yardımların kesilmesine yol açtı (1990). Sonunda Varşova Paktı'nın dağılması ve Birliğin parçalanması (1991) yaşandı. 5 yıldan biraz fazla bir sürede, herkesin sonsuza kadar süreceğini düşündüğü bir imparatorluk kendi üzerine çöktü.

“Amerikan İmparatorluğu” için bu kaçınılmaz süreç yeni başlamıştır. Sorun, Benjamin Netanyahu'nun "revizyonist Siyonistlerinin" ne kadar ileri gidecekleri değil, ABD emperyalistlerinin onları ne kadar destekleyecekleridir. Washington hangi noktada İsrailli liderleri düzeltmek yerine Filistinli sivillerin katledilmesine izin vermenin daha fazla kaybedeceğini düşünecek?

Aynı sorun onun için Ukrayna'da da ortaya çıkıyor. Volodymyr Zelensky hükümetinin askeri karşı saldırısı başarısız oldu. Şu andan itibaren Rusya artık, Washington'un teklif ettiği silahlarla değiştirilen Ukrayna silahlarını yok etmeyi değil, onları kullananları öldürmeyi amaçlıyor. Rus orduları, Rus savunma hatlarına yaklaşan tüm Ukraynalı askerleri yavaş yavaş ve amansızca öldüren devasa bir öğütme makinesi gibi davranıyor. Kiev artık savaşçıları harekete geçiremiyor ve askerleri kendilerini kesin ölüme mahkum eden emirlere uymayı reddediyor. Subaylarının pasifistleri vurmaktan başka seçeneği yok.

Pek çok ABD'li, Ukraynalı ve İsrailli lider halihazırda Ukrayna'nın "bütüncül milliyetçi" koalisyonunun ve "Yahudi üstünlüğü yanlısı" koalisyonun değiştirilmesinden bahsediyor, ancak savaş dönemi buna uygun değil. Ancak bunun yapılması gerekecek.

Tıpkı Başbakan Mihail Gorbaçov'un Kazakistan'daki duygusuz temsilcisini değiştirmek zorunda kalması gibi, Başkan Joe Biden da Ukraynalı kuklasını ve barbar İsrailli müttefiklerini değiştirmek zorunda; bu da yozlaşmış liderlere karşı yaygın protestoların önünü açıyor. Zelensky ve Netanyahu görevden alındığında herkes Washington temsilcisinin kellesini almanın mümkün olduğunu bilecek ve her biri kurban edilmeden önce kaçmaları gerektiğini bilecek.

Bu süreç sadece kaçınılmaz değil, aynı zamanda kaçınılmazdır. Başkan Joe Biden bunu yavaşlatmak, kalıcı kılmak için elinden gelen her şeyi yapabilir, durdurmak için değil.

Batılı halklar ve liderler, Küba'nın “özel döneminin” yoksunlukları pahasına yaptığı gibi, terk edilmeyi beklemeden bu karmaşadan çıkmak için artık inisiyatif almalı. Acil bir durum var: En son tepki veren, herkesin faturasını ödemek zorunda kalacak. Zaten “dünyanın geri kalanındaki” birçok devlet kaçıyor. BRICS'e ya da Şangay İşbirliği Örgütü'ne girmek için sıraya giriyorlar.

Baltık ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan Rusya'dan bile daha fazla ABD'nin iç ayaklanmalara hazırlanması gerekiyor. Artık uluslararası ticarette doları empoze etmeyi başaramadıklarında ve yaşam standartları çöktüğünde, fakir bölgeler itaat etmeyi reddedecek, zenginler ise Teksas ve Kaliforniya cumhuriyetlerinden başlayarak bağımsızlıklarını kazanacaklar (bunlar sadece Antlaşmaların hukuki imkânı vardır)ABD'nin parçalanmasının iç savaşa yol açması muhtemeldir.

Amerika Birleşik Devletleri'nin ortadan kaybolması NATO ve Avrupa Birliği'nin ortadan kaybolmasına neden olacaktır. Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık, zamanı geldiğinde karşılık verememiş olan eski rekabetleriyle karşı karşıya kalacaklar.

Birkaç yıl içinde İsrail ve “Amerikan İmparatorluğu” yok olacak. Tarihin anlamına karşı mücadele edenler, çok sayıda savaşa ve gereksiz ölümlere neden olacaktır.

Thierry Meyssan

Benzer Konular:

14 Kasım 2023, 23:18	#1
Pretorya Üyelik tarihi : 16 Nisan 2020 Nerden : Adana Cinsiyet : Erkek Konular : 972 Mesajlar : 11,818 Burç : Aldığı Beğeni : 6379 Beğendikleri : 11393 Rep Puanı : 20 İRC Sunucunuz : Ruh Halim:	İsrail ve ABD'nin Çöküşü Dünya ilk kez televizyonda bir insanlığa karşı suça canlı olarak tanıklık ediyor. Uzun süredir birlikte olan ABD ve İsrail, Gazze'deki toplu katliamlardan sorumlu tutulacak. Avrupa dışında her yerde Washington'un müttefikleri büyükelçilerini Tel Aviv'den çekiyor. Yarın bunu Washington'da yapacaklar. Her şey SSCB'nin dağılması sırasında olduğu gibi oluyor ve aynı şekilde sona erecek: Amerikan İmparatorluğu'nun varlığı tehdit altında. Yeni başlayan süreç durdurulamaz. [IMG][/IMG] Gözlerimizi İsrail ve Gazze'deki sivil katliamlarına dikerken, ne İsrail ve ABD'deki iç bölünmeleri, ne de bu trajedinin dünyada yarattığı büyük değişimi algılıyoruz. Tarihte ilk kez siviller topluca öldürülüyor ve televizyonlardan canlı yayınlanıyor. Avrupa dışında her yerde Yahudiler ve Araplar acılarını haykırmak ve barış çağrısı yapmak için birleşiyor. Her yerdeki insanlar, ABD'nin İsrail ordusuna gerçek zamanlı bomba sağlamaması durumunda bu soykırımın mümkün olmayacağının farkında. Her yerde eyaletler Tel Aviv'deki büyükelçilerini geri çağırıyor ve Washington'a gönderdikleri büyükelçileri de geri çağırmaları gerekip gerekmediğini merak ediyor. ABD'nin bu gösteriyi gönülsüzce kabul ettiğini söylemeye gerek yok ama buna izin vermekle kalmadı, sübvansiyonlar ve silahlarla bunu mümkün kıldı. Suriye'deki yenilgiden, Ukrayna'daki yenilgiden ve belki de yakında Filistin'deki yenilgiden sonra iktidarlarını kaybetmekten korkuyorlar. Gerçekten de İmparatorluğun orduları artık korkmuyorsa, kendi para birimi yerine dolarla işlem yapmaya kim devam edecek? Ve bu durumda Washington kendi harcadığının karşılığını başkalarına nasıl ödetecek, ABD yaşam standardını nasıl koruyacak? Peki bu hikayenin sonunda ne olacak? Ortadoğu'nun isyan etmesi mi, yoksa İsrail'in binlerce can pahasına Hamas'ı ezmesi mi? Başkan Joe Biden'ın ilk olarak İsrail'e Mısır'a yönelme planından vazgeçmesi ya da bu mümkün olmazsa Filistin halkını yeryüzünden silme çağrısında bulunduğunu ve Tel Aviv'in bu çağrıya uymadığını hatırlayacağız. "Yahudi üstünlükçüleri" bugün de 1948'deki gibi davranıyor. Birleşmiş Milletler, Filistin'de biri İbrani, diğeri Arap olmak üzere iki federe devlet kurulması yönünde oy kullandığında, biz sınırları belirlemeden silahlı kuvvetler kendi kendini İbrani devleti ilan etti. “Yahudi üstünlükçüleri” milyonlarca Filistinliyi evlerinden (“Nahba”) derhal kovdu ve bir Filistin devleti kurmaya gelen BM özel temsilcisine suikast düzenledi. Onlara karşı çıkmaya çalışan yedi Arap ordusu (Suudi Arabistan, Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Kuzey Yemen) hızla süpürüldü. Bugün artık koruyucularına itaat etmeyip, bu sefer dünyanın onları izlediğini ve kimsenin yardımına gelmeyeceğini fark etmeden yeniden katliam yapıyorlar. Şiiler İbrani Devleti ilkesini kabul ettikleri anda onların çılgınlıkları bu devletin varlığını tehlikeye atmaktadır. Sovyetler Birliği'nin nasıl çöktüğünü hatırlıyoruz. Feci bir kaza sırasında devlet kendi halkını koruyamamıştı. Çernobil nükleer santralinde (1986) 4.000 Sovyet öldü ve yurttaşlarını kurtardı. Hayatta kalanlar daha sonra kendilerine Ekim Devrimi'nden 69 yıl sonra neden otoriter bir rejimi kabul etmeye devam ettiklerini sordular. SBKP Birinci Sekreteri Mihail Gorbaçov, bu felaketi gördüğünde rejiminin tehdit altında olduğunu anladığını yazdı. Ardından Aralık ayında Kazakistan'da isyanlar, Baltık ülkelerinde ve Ermenistan'da bağımsızlık gösterileri yaşandı. Gorbaçov, eski muhafızları Partiden uzaklaştırmak için Anayasayı değiştirdi. Ancak yaptığı reformlar Azerbaycan, Gürcistan, Moldova, Ukrayna ve Belarus'a yayılan yangını durdurmaya yetmedi. Doğu Almanya Genç Komünistlerinin Brejnev Doktrinine karşı ayaklanması Berlin Duvarı'nın yıkılmasına yol açtı (1989). Moskova'da iktidarın çöküşü, Küba da dahil olmak üzere müttefiklere yapılan yardımların kesilmesine yol açtı (1990). Sonunda Varşova Paktı'nın dağılması ve Birliğin parçalanması (1991) yaşandı. 5 yıldan biraz fazla bir sürede, herkesin sonsuza kadar süreceğini düşündüğü bir imparatorluk kendi üzerine çöktü. “Amerikan İmparatorluğu” için bu kaçınılmaz süreç yeni başlamıştır. Sorun, Benjamin Netanyahu'nun "revizyonist Siyonistlerinin" ne kadar ileri gidecekleri değil, ABD emperyalistlerinin onları ne kadar destekleyecekleridir. Washington hangi noktada İsrailli liderleri düzeltmek yerine Filistinli sivillerin katledilmesine izin vermenin daha fazla kaybedeceğini düşünecek? Aynı sorun onun için Ukrayna'da da ortaya çıkıyor. Volodymyr Zelensky hükümetinin askeri karşı saldırısı başarısız oldu. Şu andan itibaren Rusya artık, Washington'un teklif ettiği silahlarla değiştirilen Ukrayna silahlarını yok etmeyi değil, onları kullananları öldürmeyi amaçlıyor. Rus orduları, Rus savunma hatlarına yaklaşan tüm Ukraynalı askerleri yavaş yavaş ve amansızca öldüren devasa bir öğütme makinesi gibi davranıyor. Kiev artık savaşçıları harekete geçiremiyor ve askerleri kendilerini kesin ölüme mahkum eden emirlere uymayı reddediyor. Subaylarının pasifistleri vurmaktan başka seçeneği yok. Pek çok ABD'li, Ukraynalı ve İsrailli lider halihazırda Ukrayna'nın "bütüncül milliyetçi" koalisyonunun ve "Yahudi üstünlüğü yanlısı" koalisyonun değiştirilmesinden bahsediyor, ancak savaş dönemi buna uygun değil. Ancak bunun yapılması gerekecek. Tıpkı Başbakan Mihail Gorbaçov'un Kazakistan'daki duygusuz temsilcisini değiştirmek zorunda kalması gibi, Başkan Joe Biden da Ukraynalı kuklasını ve barbar İsrailli müttefiklerini değiştirmek zorunda; bu da yozlaşmış liderlere karşı yaygın protestoların önünü açıyor. Zelensky ve Netanyahu görevden alındığında herkes Washington temsilcisinin kellesini almanın mümkün olduğunu bilecek ve her biri kurban edilmeden önce kaçmaları gerektiğini bilecek. Bu süreç sadece kaçınılmaz değil, aynı zamanda kaçınılmazdır. Başkan Joe Biden bunu yavaşlatmak, kalıcı kılmak için elinden gelen her şeyi yapabilir, durdurmak için değil. Batılı halklar ve liderler, Küba'nın “özel döneminin” yoksunlukları pahasına yaptığı gibi, terk edilmeyi beklemeden bu karmaşadan çıkmak için artık inisiyatif almalı. Acil bir durum var: En son tepki veren, herkesin faturasını ödemek zorunda kalacak. Zaten “dünyanın geri kalanındaki” birçok devlet kaçıyor. BRICS'e ya da Şangay İşbirliği Örgütü'ne girmek için sıraya giriyorlar. Baltık ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan Rusya'dan bile daha fazla ABD'nin iç ayaklanmalara hazırlanması gerekiyor. Artık uluslararası ticarette doları empoze etmeyi başaramadıklarında ve yaşam standartları çöktüğünde, fakir bölgeler itaat etmeyi reddedecek, zenginler ise Teksas ve Kaliforniya cumhuriyetlerinden başlayarak bağımsızlıklarını kazanacaklar (bunlar sadece Antlaşmaların hukuki imkânı vardır)ABD'nin parçalanmasının iç savaşa yol açması muhtemeldir. Amerika Birleşik Devletleri'nin ortadan kaybolması NATO ve Avrupa Birliği'nin ortadan kaybolmasına neden olacaktır. Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık, zamanı geldiğinde karşılık verememiş olan eski rekabetleriyle karşı karşıya kalacaklar. Birkaç yıl içinde İsrail ve “Amerikan İmparatorluğu” yok olacak. Tarihin anlamına karşı mücadele edenler, çok sayıda savaşa ve gereksiz ölümlere neden olacaktır. Thierry Meyssan Benzer Konular: Hamas, Gazze'ye giren İsrail tanklarını böyle avladı İsrail ordusu Gazze'de güneye doğru göç eden Filistinlileri vurdu İsrail askerleri Batı Şeria'daki Filistinleri çırılçıplak soyup işkence etti Korkulan oluyor! İsrail, sınırdaki askerlere "Hazır olun" mesajı gönderdi İsrail ordusu, abluka altındaki Gazze ve Lübnan'a saldırı başlattı! Hamas roketlerle karşılık verdi AqRaSiF bunu beğendin "Eğer elinizde kazanacak kartlar varsa oyunu dürüst oynarsınız.."

Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster Sayfayı E-Mail olarak gönder
Stil
Normal Hybrid-Şeklinde gösterime geç Ağaç şeklinde gösterime geç

Forum	Bilgilendirme	Künye
Powered by vBulletin® Version 3.8.6 Copyright ©2000 - 2023, Jelsoft Enterprises Ltd. ForumKolik.NET Forum Sahibi: KıRıK	Sitemiz bir genel forum sitesidir. Bu yüzden sitemize kaydolan herkes, kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. Forumkolik, hiçbir yasal sorumluluk kabul etmemektedir. Illegal herhangi bir faaliyet görülmesi durumunda *İLETİŞİM* sayfasından bildirim yapıldığı takdirde, mesaj, konu ya da resim en fazla 24 saat içerisinde silinecektir.	Forum Manager: SaRe Graphic Designer: Müptela

Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)